yararlı ne demek?
- Yarar sağlayan, yararı olan, faydalı, nafi
Öbür oyuncular gibi uslu akıllı oynayabilse, pekâlâ takıma yararlı bir eleman olabilirdi.
H. Taner - Effectual.
- Functional.
- Practicable.
- Suitable.
- Instrumental.
- Lucrative.
- Advantageous.
- Beneficial.
- Benign.
- Benignant.
- Efficacious.
- Good.
- Handy.
- Healthful.
- Healthy.
- Helpful.
- Profitable.
- Salubrious.
- Salutary.
- Sanative.
- Sanatory.
- Subservient.
- Of use.
- Useful.
- Wholesome.
- Asset.
- Constructive.
- Expedient.
- Nutritious.
- Positive.
- Remunerative.
- Serviceable.
- Profitable faydalı.
- Worthwile.
yararlı akı
- Ölçme yüzeyine düşen ışık akısı.
- Utilized flux.
- Nutzlichtstrom
- Flux utile
yararlı alan
- Bir konutun içinde, duvarlar arasında kalan kullanılabilir alanlar toplamı, yeraltı katları, oturmaya elverişli olmayan çatı araları ile çok birimli yapılarda bulunan ortak bölümler çıkarıldıktan sonra dış duvarların içerisinde kalan taban alanı. bkz. katkısız kat alanı.
- Useful space.
- Surface utile