yaraştırmak ne demek?
- Uygun görmek, yakıştırmak, tensip etmek
Kendime ben de o hâli yaraştıramıyorum.
R. H. Karay - To make sth look good on / in.
- To make one thing go with another.
- To deem sth suitable for sb.
- To think that sth befits sb.
- To make up.
- To invent an untruth.
- To alter to suit one's own purposes.
yaraştırma
- Yaraştırmak işi, tensip.
yaraş
- Bir kimseye kendini beğendirmek için alımlı davranan (kimse)