yarık ne demek?
- Yarılarak açılmış yer, geniş çatlak.
Tam öğle vakitleri yüksek kaya yarığının dibinde toplanıyor, bir saat kadar güneşleniyorduk.
A. Gündüz - İnce bir çizgi durumunda açılmış yara
Kendini göstermek için terliklerini yarık topuklu tabanlarında şaplata şaplata geçmişti.
H. Taner - Anlaşmazlık, bölünme
Şimdiden birtakım yarıklar açan siyasi rekabetten başka ne mana verilebilirdi?
Y. K. Karaosmanoğlu - Küçük bir ışık demeti elde etmek için ışık kaynağının önüne konulan, saydam olmayan bir düzlem üzerine açılmış, dikdörtgen biçiminde küçük delik.
- Yarılarak açılmış veya yarılarak oluşmuş.
- Kimi ışık deneylerinde gerekli dar uzun kesitli bir demet elde etmek için kullanılan ince aralık.
- Bir organı loblara bölen derin çukurlar ya da oluklar.
- Herhangi bir organ veya oluşum üzerindeki uzunlamasına seyir gösteren açıklık, kleft.
- Chasm.
- Slit.
- Chappy.
- Cloven.
- Split.
- Breach.
- Chap.
- Chink.
- Cleft.
- Cranny.
- Crevasse.
- Crevice.
- Fissure.
- Gash.
- Hiatus.
- Incision.
- Interstice.
- Rent.
- Rift.
- Scissure.
- Shake.
- Slot.
- Tear.
- Vent.
- Chip.
- Cleavage.
- Cutting.
- Slash.
- Crack.
- Cracked.
- Apperture.
- Cleave.
- Leak.
- Spline.
- Serrate.
- Disruption.
- Flaw.
- Furrow.
- Schlitz
- Fente
- Fissure
yarık açmak
- Gash, slot.
yarık ayak
- Kabuklu hayvanlara özgü bir ayak tipi; iki parçalı bir taban ile beş parçalı bir kol ve kamçı biçiminde bir dış koldan yapılmış ayak.
- Biramous foot.
- Type biramée