yansımak ne demek?
- Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirmek, aksetmek.
- Yer almak
Gazeteye yansıyan haber ağızdan ağıza geçerken açıklığını hemen hemen tamamen kaybetmiştir.
Halikarnas Balıkçısı - Anlaşılmak, belli olmak.
- Ulaşmak, duyulmak, yayılmak, aksetmek.
- Rebound.
- Reverberate.
- To reflect.
- To be reflected.
- To echo.
- Reflect.
yansıma
- Işık dalgaları yansıtıcı bir yüzeye çarparak yön değiştirme, inikâs
- Röfle.
- Doğa seslerine benzer seslerle yapılan kelime, taklidi kelime, onomatope: Gürültü, şırıltı, bıngıldak, güm güm, vızıldamak vb.
- Yansımak işi
- Bir engele çarpan dalgaların geldiği ortama geri dönmesi.
- . TV. Vericiden yayınlanan dalgaların herhangi bir engele çarparak yön değiştirmesi. (Bu durum, televizyon görüntüsünde çeşitli düzensizliklere yol açar. Bunun en sık rastlananı gölgedir).
- Bir ışınımın, içindeki tekrenkli ışınların frekansları değişmeksizin, bir yüzeyden geri dönmesi.bkz. geriyansıma. (Rückwurf)
- Rebound.
- Reflection.
- Reflex.
yansıma açısı
- Parlak bir yüzeyden yansıyan ışınla yüzeyin dikmesi arasında kalan ve geliş açısına eşit olan açı,
- Parlak bir yüzeyden yansıyan ışınla yüzeyin dikmesi arasında kalan ve geliş açısına eşit olan açı,
- Angle of reflection.
- Reflexionswinkel, Ausfallwinkel
- Angle de réflexion