yankı ne demek?
- Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, aksiseda, inikâs, akis, eko
Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin.
N. F. Kısakürek - Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce, dedikodu gibi tepki, akis
Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu.
Y. Z. Ortaç - Ses sinyalini kopyalayarak belli zaman aralıklarıyla belirlenen sayıda tekrarlayarak yapay yankı hissi veren efekt ve bunu sağlayan cihaz.
- Bir dalganın bir engele vurarak aynı ortama geri dönmesi.
- Bir dalganın bir engele vurarak aynı ortama geri dönmesi.
- Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses.
- Ses dalgalarının, çeperleri pek soğurucu olmayan bir yerde çarpıp geri dönmesi; bu dönme sonunda sesin geride bıraktığı iz.
- Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses, ses yansıması.
Delay.
Rebound.
Reflection.
Reflexion.
Repercussion.
Replication.
Repercussions.
Echo.
Echo, reverberation.
Widerhall
Echo, Hall, Nachhall, Halligkeit
Écho
Écho, réverbération
yankı açık
Echo on
yankı bastırımı
Echo suppression