yak ne demek?
- Tibet'te, Asya'nın bazı yörelerinde yabani veya evcil olarak yaşayan, kılları uzun öküz türü, Tibet öküzü, Tibet sığırı (Bos grunniens).
- Çift parmaklılar (Artiodactyla) takımından, Kuzey Tibet çöllerinde 5000 m yükseklikteki alanlarda yaşayan, 90 cm kadar boynuzu olan, vücutları kıllı bir memeli türü.
- Tibet'Te ve Orta Asya'nın Himalaya bölgesinde bulunan, uzun kaba tüylü, vahşi tipleri kahverengi veya siyah, evcil tipleri beyaz da olabilen boynuzlu sığır.
- Yak.
- Called also chauri gua, grunting cow, grunting ox, sarlac, sarlik, and sarluc.
- Large long-haired wild ox of Tibet often domesticated noisy talk.
- Noisy talk.
- Large long-haired wild ox of Tibet often domesticated.
- Bovine mammal native of the high plains of Central Asia.
- Its neck, the outer side of its legs, and its flanks, are covered with long, flowing, fine hair.
- Its tail is long and bushy, often white, and is valued as an ornament and for other purposes in India and China.
- There are several domesticated varieties, some of which lack the mane and the long hair on the flanks.
- Yack
- Çenesi düşmek, saçma sapan konuşmak
- (-ked, -king)(A.B.D.) (argo) gevezelik etmek, durmadan konuşmak
- Kahkaha ile gülmek, saçma sapan şeylere gülmek.
- Tibet yöresine özgü yaban sığırı, yak, zool
- Bos mutus
yaka
- Giysilerin boyna gelen, boynu çeviren bölümü
- Giysilerin boyna gelen bölümüne eklenen ve türlü biçimlerde olan parçası.
- Kıyı, kenar, taraf
- Eğik yerey.
- Yapıların saçaklarında, suyun içeriye sızmasını önlemek için kiremidin altıyla oluk arasına konulan metal levha.
- Semt
- Sahil.
- Yelkenlerin kenar ve köşeleri.
- Yaka şekline benzer yapılar.
- Yarım kordalılarda üç kısımdan oluşan vücudun orta bölgesi.
yaka bir tarafta
- Kılığı kıyafeti dağınık bir durumda.