yaşatmak ne demek?
- Yaşamasını sağlamak veya yaşamasına imkân vermek
Mükrimin Hoca, İslam tarihini sade öğretmez, yaşatırdı.
H. Taner - Daha iyi ve zengin bir hayat sürmesini sağlamak.
- Keyiflendirmek, mutlu etmek
... böyle bir gece daha yaşatması mümkün değildi.
A. Ş. Hisar - Sürdürmek, devam ettirmek.
- To keep alive.
- Let prosper.
- To keep sb / sth alive.
- To make come alive.
- Keep alive.
yaşatma
- Yaşatmak işi.
- Sustenance.
yaşatmamak
- Herhangi bir yerde barınmasına olanak vermemek.
- (neg. form of yaşatmak) keep alive, cherish.