yırtmak ne demek?
- Kâğıt, kumaş gibi bükülüp katlanan şeyleri parçalamak
Yürürken sert bir şey paçamı yırttı, çepeçevre dikenli bir tel...
F. R. Atay - Vücudu kanatacak kadar derin çizmek.
- Yok etmek, bastırmak.
- Sağrısını mahmuzla yaralayarak binek hayvanını alıştırmak.
- Zorlamak
Gırtlağımı yırtarcasına haykırırken odaya efendim pürtelaş girdi.
R. H. Karay - Bir işi yapmaktan kurtulmak.
- Köşeyi dönmek.
Squirm out of.
Cut the gordian knot.
Claw.
Lacerate.
Rend.
Rip up.
Rive.
Slash.
Slit.
Tear.
Tear to pieces.
Dodge.
Mangle.
Rupture.
To tear.
To tear to pieces.
To scratch.
To rend.
To rip.
To claw.
To get off.
To dodge.
To beat the rap.
yırtma
- Yırtmak işi.
Laceration.
yırtmaç
- Çoğunlukla etek, paça veya kol yeninde, dikilmemiş uzunca açıklık.
Slash.
Slit.
Slit in a garment.
Vent.