yıldız ne demek?
- Çekirdeğinde oluşan füzyon sonucunda açığa çıkan enerjiyi uzaya ışınım biçiminde yayan, ışıklı gök cisimlerinden her biri
Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük
Y. K. Beyatlı - Güneş ve ay dışında gökyüzünde görülen ışıklı gök cisimlerinden her biri
Baktık geceden fecre kadar ellerde / Yıldızlara yükselen kadehler gördük.
Y. K. Beyatlı - Meşhur sinema ve müzikhol sanatçısı, star
Bir keresinde de bir yerli opera yıldızımız gelmişti.
H. Taner - Bir noktadan çevreye beş veya daha fazla çıkıntısı olan çok köşeli şekil.
- Yıldız biçiminde olan.
- Bu biçimde olan.
- Bir toplulukta, bir meslekte, üstün başarı gösteren kimse
Cebirde, geometride, fizikte sınıfımızın yıldızı idim.
Y. Z. Ortaç - Geceleri gökte, kimileri parlakça, kimileri de donuk bir ışık noktası gibi görünen cisimlere verilen ad.
- Gökyüzündeki ışıklı gök cisimlerinin her biri.
- Baht, şans, talih.
- Kuzey yönü.
- Büyük bir sanat yeteneği göstermeyen, fakat bir filmde oynayışı bu filmin gelirini artırabilen gözde oyuncu.
- Baht, talih, yazı.
- Star, film star, screen star, movie star.
- Astral.
- Planetary.
- Sidereal.
- Star.
- Asterisk.
- Top liner.
- Stern, Star, Filmstar, Diva, Filmdiva
- Vedette, étoile, "star", "diva", "divo"
- Étoile
yıldız ağ
- Star network.
yıldız akmak
- Yıldız gökyüzünde hızla yer değiştirmek.