yığılmak ne demek?
- Yığma işine konu olmak veya yığma işi yapılmak.
- Çok sayıda birikmek, toplanmak
Bütün köşk kapının önüne yığıldı.
A. Gündüz - Düşmek, yıkılmak, kendini tutamayıp çökmek
Boğazını yırtan hıçkırıklarla paşanın ayaklarına yığıldı.
H. E. Adıvar - Accumulate.
- Collapse.
- Drift.
- Slump.
- To be heaped up.
- To accumulate.
- To bank up.
- To drift.
- To crowd together.
- To fall in a faint.
- To collapse.
- To slump.
- To flake out.
- Gang up.
- Mass.
- To form / to gather into a mob.
yığılma
- Yığılmak işi.
- Build-up.
- Collapse.
- Aggregation.
yığılma noktası
- Bir ilingesel uzayın bir A altkümesi için, her bir delik yöresi A ile kesişen nokta.
- Accumulation point, cluster point, derived point.
- Point d'accumulation