yükseltmek ne demek?
- Yükseğe çıkarmak, yukarı kaldırmak.
- Güçlendirmek, şiddetlendirmek.
- Yüksek bir düzeye getirmek, geliştirmek
Bunlar memleketin edebiyat tarihinde beni yavaş yavaş yükselten birer basamak.
H. E. Adıvar - Aşama ve mevki bakımından daha yüksek duruma getirmek.
- Değerini olduğundan daha çok göstermek.
- Bir sayıyı kendisiyle birkaç kez çarpmak.
- Send up.
- Advance.
- Boost.
- Bump up.
- Drive up.
- Elevate.
- Enhance.
- Ennoble.
- Escalate.
- Exalt.
- Get up.
- Heighten.
- Hike up.
- Increase.
- Jack.
- Jack up.
- Lift.
- Lift up.
- Louden.
- Mark up.
- Raise.
- Rear.
- Rise.
- Run up.
- Scale up.
- Set up.
- Step up.
- Strengthen.
- Amplify.
- Hoist.
- Upgrade.
- To raise.
- To lift up.
- To hoist.
- To boost.
- To increase.
- To bump sth up.
- To elevate.
- To exalt.
- To promote.
- To advance.
- To amplify.
- Balloon.
- Dignify.
- Erect.
- Heave.
- Upspring.
- Promote.
yükseltme
- Yükseltmek işi.
- Elektronik aygıtlarda yüksek erke gerektiren çeşitli örgenlere gönderilmek üzere, bir elektrik akımının gerilim ya da yeğinliğini artırma işlemi
- Yayın sırasında çok zayıflamış olan imin, varış noktasında güçlendirilmesi işlemi.
- Elevation.
- Hoist.
- Lift.
- Raising.
- Lifting.
- Increasing.
- Upgrade.
yükseltme paketi
- Upgrade kit.