varmak ne demek?
- Erişilmek istenen yere ayak basmak, ulaşmak, vasıl olmak
Köye akşama doğru ancak varabildim.
S. F. Abasıyanık - Belli bir duruma veya düzeye gelmek.
- Hoş olmayan bir sona ermek
Beni tahkir etmeye kadar varıyorsun.
P. Safa - Bir şeyi iyice anlamak veya duymak.
- Acımadan, çekinmeden yapmak.
- Kadın, evlenmek
Gönül verdin derlerdi o delikanlıya / En sonunda varmışsın bir Erzincanlıya.
A. M. Dıranas - Bir durumdan başka duruma geçmek.
Approach.
Arrive.
Arrive at.
Attain.
Come at.
Come to.
Get at.
Get to.
Go into.
Make.
Reach.
Appear.
To arrive.
To get to.
To reach.
To attain.
To appear.
To hit.
To amount to.
To approach.
To end in.
To marry.
To arrive at.
To come to.
To get as far as.
To marry a man.
Come.
Come in.
Draw into the station.
Fetch up.
Gain.
varma
- Varmak işi
- Vusûl
Attaining.
Arrival.
varma barınağı
- Yükün sözleşmesi gereğince götürüleceği ve taşıma işleminin sona ereceği barınak.
Port of destination.
Port de destination