vahamet ne demek?
Kökeni: Arapça
- Güçlük, korkulacak tehlikeli durum
İşin aramızda mutlak bir ayrılıkla halledilmesi lazım gelecek derecede vahameti olmadığını anlıyorum.
H. C. Yalçın - Suç eşyasının yürürlükteki yasalara göre sayısal (nicelik) veya niteliksel durumu.
- Gravity, peril.
vahamet kesp etmek
- Gittikçe zorlaşmak, tehlikeli ve korkulacak bir durum almak.
- Bkz. vahamet kesbetmek
- To become critical, to become perilous.
vahametli
- Vahim