vadi ne demek?
- İki dağ arasındaki çukurca arazi veya geçit, koyak
Vadinin hemen kıyı başında idi ve çevresinde beş karaltı vardı.
T. Buğra - Alan, yol, tarz
... münakaşa kızışınca lakırtıyı hemen meslek bakımından çok zararlı bir vadiye, yani şahsiyata sürüklediklerini hatırlarız.
B. Felek - Bk. koyak
- Dell.
- Glen.
- Gorge.
- Vale.
- Valley.
- Valen.
- Valley koyak.
- Wadi.
- Subject.
- Topic.
- Sense.
- Line.
- Kloof.
- Canyon.
- Clough.
- Combe.
- Coomb.
- Coombe.
- Dale.
koyak
- Dağ üzerinde otu bol olan, bitek, çukur yer.
- Karalarda akarsu aşındırmasıyla oluşmuş, bir yöne doğru eğimli, uzunluğuna çukurluk.
- İki dağın arasında kalan büyük çukur, vadi.
- Dağlar ve kayalıklarda oluşmuş doğal çukur.
- İçinde akarsu yataklarının bulunduğu, üç yanından kapalı, ancak ağız yanı açık, tabanı, yamaçlarıyla yerine ve eskiliğine göre türlü biçimleri olan dar, uzun yüzey.
- Etkili, dokunaklı.
- Vadi, dere.
- Valley.
- Vallée
vadi buzulu
- Sürekli beslenerek sirkten taşan ve vadi boyunca aşağı hareket eden buzul türüdür.
vadi humması
- Joaquin humması.
- Valley's fever.