vücut ne demek?
- İnsan veya hayvan gövdesi, beden
Koltukta vücudunu bir yandan bir yana çevirirken âdeta inliyor.
R. N. Güntekin - Var olma, varlık.
- Bk. varoluş
- Personal.
- Somatic.
- Body.
- Corporality.
- Flesh.
- Form.
- Organism.
- Person.
- System.
- The flesh.
- Existence.
- Being.
- Being existence.
- Figure.
- Frame.
- Subsistence.
varoluş
- Yaşama, var olma, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu, mevcudiyet, öz karşıtı
- Var olan, gerçeğe dayalı olarak var olan, gerçek varlık; özün karşıtı, bir şeyin ne olduğu, nasıl olduğu değil, var olduğu olgusu. Şöyle ya da böyle biçim almış her türlü özelliklerin dışında burada olma, nitelikçe belirlenmemiş salt var olma olgusu.
- (Skolastik felsefede) Her var olanın, her gerçek olanın (Tanrı'dan kum tanesine değin) gerçekliği.
- (Dar anlamda) Uzay ve zamanca, burada ve şimdi, var olan. (Düşüncel nesnelere ve Tanrı'ya uygulanmaz.)
- (Varoluş felsefesinde) Günümüzvaroluş felsefesinin kurucusu Kierkegaard'a bağlı olarak: Bütün varolanlardan, bütün doğal ya da düşüncel olarak verilmiş varlık düzenlerinden ve varlık bağlarından ayrılarak tek başına kalmayı, Tanrı'ya da hiçlik önünde yapayalnız olmayı göze alan insanınvaroluşu; bunun yanında hiç bir zaman bir nesne gibi verilmemiş olan, hiç bir zaman olmuş bitmiş bir varlık olarak hazır bulunmayan, tam tersine yalnız özgürce bir kendi kendini gerçekleştirme yoluyla gerçek ve yaşanabilir olan, insanvaroluşunun kendi kendisi olma ya da olmama olanağı; kişinin kendi kendisi olarak (kendisi ya da Tanrı önünde) saltık bir sorumluluğun ciddiyetiyle eylemesine ve düşünmesine yol açan kaynak.
- Being.
- Existence.
- Existence
- Existentia
vücut ateşiyle tedavi
- Pyretotherapy,fever therapy.
vücut biti
- Bk. giyim biti.