uyumak ne demek?
- Uyku durumunda olmak
Su uyur, düşman uyumaz.
Atasözü - İlaç etkisiyle ağrı duymayacak kadar derin uykuya dalmak.
- İşlem görmemek, durgun kalmak, el sürülmemek
Bu eski gururu ta canevinde uyurmuş meğer.
T. Buğra - Çevresindeki olayları fark etmemek, görmemek
Ben de sizler gibi adam olurdum, okurdum; okumak bilsem okurdum da uyumazdım.
S. F. Abasıyanık Sleep.
Go to sleep.
Be asleep.
Rest.
Have rest.
Snooze.
Slumber.
Be inactive.
Doss.
To sleep.
To be asleep.
To kip.
To fall asleep.
To go off.
To go to sleep.
Sack in.
Zizz.
uyku
- Dış uyaranlara karşı bilincin, bütünüyle veya bir bölümünün yittiği, tepki gücünün zayıfladığı ve her türlü etkinliğin büyük ölçüde azaldığı dinlenme durumu
- Çevrede olup bitenin farkında olmama, gaflet, aymazlık.
- Doğada görülen sükûnet durumu.
- Gerçeği görememe, aymazlık.
- Metabolizmanın çok yavaşlatıldığı sakinlik ya da istirahat durumu.
- (Bak: Kaylule)
Sleeping.
Rest.
Shuteye.
Slumbers.
uyumakta
Asleep.
uyuma
- Uyumak durumu.
Sleeping, sleep, shuteye.