uyuşmak ne demek?
- Soğuk, basınç vb. yüzünden vücudun bir yerinde, duygu ve hareket geçici olarak azalmak
Öğle yemeğinden sonra sinirlerim uyuştu, ufak bir uyku kestireyim, diye kompartımanımda uzandım.
A. Haşim - Her konuda birbirine uymak, imtizaç etmek
Oraya gidip yerleşmek, uyuşmak ve yaşamak gerekir.
H. Taner - Bir iş, düşünce, görüş vb. üzerinde anlaşmaya varmak, uzlaşmak, mutabık kalmak
- Get along.
- Get along with.
- Understand each other.
- Agree.
- Square with.
- Become numb.
- Align oneself with.
- Click.
- Concur.
- Dovetail.
- Fall in with.
- Jibe.
- Lull.
- Run in with.
- Go to sleep.
- Sort together.
- Suit.
- Tone.
- Cohere.
- Coincide.
- Correspond.
- Mesh.
- To get along together.
- Be compatible.
- To harmonize.
- Go well together.
- To reach an agreement.
- To get numb.
- To go to sleep.
- Cotton.
- Fall into line with.
- Get along / on with.
- Tally.
uyuşma
- Uyuşmak (I) işi.
- Uyuşmak (II) işi, mutabakat, antant
- Give-and-take.
- Agreement.
- Pins and needles.
- Equalization.
- Understanding.
- Bargain.
- Accommodation.
- Numbness.
uyuşma denetimi
- Consistency check.