uyanık ne demek?
- Uyanmış, uyumamış, bidar
Uyuyor mu uyanık mı kestiremiyor, uykuyla uyanıklığın sınırlarını bulamıyordu.
A. İlhan - Açıkgöz, kurnaz, cingöz
Ayrıca son derece zeki ve uyanık bir genç kız vardı.
H. Taner - Yapacağı işi bilen, dikkatli ve tetikte olan, müteyakkız.
- Bilgisizlikten kurtulmuş, bilgili
Zeki ve uyanık kişilerle dostluk kadar iyi bir şey olamaz.
S. Birsel Wakeful.
Alert.
Vigilant.
Wary.
Open-eyed.
Watchful.
Sharp.
Argus-eyed.
Astir.
Aware.
Canny.
Conscious.
Enterprising.
Guarded.
Heady.
Leery.
Nimble.
Shrewd.
Sleepless.
Smart.
Unwinking.
Waking.
Wide awake.
With it.
On the alert.
Knowing.
Tricky.
Wide-awake.
Awake.
uyanık kalmak
Sit up.
uyanık ol
Get with it.