ulvi ne demek?
Kökeni: Arapça
- Yüce
Doktor Hikmet, o vakit tabiatın bu ulvi manzarası karşısında sarsılarak biraz hakikate gelir gibi oldu.
Y. K. KaraosmanoğluO günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor.
M. Ş. Esendal - Eşsiz, benzersiz özellikler taşıyan
Doktor Hikmet, o vakit tabiatın bu ulvi manzarası karşısında sarsılarak biraz hakikate gelir gibi oldu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Gökle ilgili olan, semavi.
- Manevi yapısı ön plana çıkabilen
- Yüksek
- Manevi değere mensup
Sublime.
yüce
- Yüksek, büyük, ulu, ulvi
- Yüksek, büyük, ulu.
Almighty.
Elevated.
Eminent.
Exalted.
Great-hearted.
High.
Honorable.
Honourable.
ulvileşmek
Sublime.
ulvileşmemek
(neg. form of ulvileşmek) sublime.