tutuşturmak ne demek?

  1. Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak

    Mutfakta maltız zaten yanmaktadır, anne iki gözlü ocağı da tutuşturuyor.

    T. Buğra
  2. Karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin ansızın vermek

    Kadın mutfaktan alıp geldiği fileyi erkeğin eline tutuşturdu.

    N. Cumalı
  3. Coşturmak, çok heyecanlandırmak

    Saz sesleri ... eski hislerimizin küllerini savurur, gizli ateşlerini üfler ve içimizde tekrar tutuştururdu.

    A. Ş. Hisar
  4. (en)Deflagrate.
  5. (en)Ignite.
  6. (en)Set on fire.
  7. (en)Kindle.
  8. (en)Enkindle.
  9. (en)Fire.
  10. (en)Inflame.
  11. (en)To accend.
  12. (en)To set on fire.
  13. (en)To set alight.
  14. (en)To fire.
  15. (en)To kindle.
  16. (en)To ignite.
  17. (en)To slip into.
  18. (en)To thrust into.
  19. (en)To set sth on fire.
  20. (en)Suddenly to thrust sth into sb's hands.
  21. (en)To cause to start (fighting , wrestling.
  22. (en)To fasten things together.
  23. (en)Burn.
  24. (en)Light.

tutuşturma

  1. Tutuşturmak işi.
  2. (en)Ignition.
  3. (en)Lighting.

tutuşturma alevi

  1. Gazla çalışan aygıtlarda gazibiğinin yanmasını sağlayan alev.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

tutuşturmatutuşturma alevitutuşturma düzenitutuşturma kağıdıtutuşturma tahtasıtutuştur
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın