tutuşturmak ne demek?
- Tutuşmalarını veya tutuşmasını sağlamak
Mutfakta maltız zaten yanmaktadır, anne iki gözlü ocağı da tutuşturuyor.
T. Buğra - Karşısındakinin isteyip istemediğini düşünmeksizin ansızın vermek
Kadın mutfaktan alıp geldiği fileyi erkeğin eline tutuşturdu.
N. Cumalı - Coşturmak, çok heyecanlandırmak
Saz sesleri ... eski hislerimizin küllerini savurur, gizli ateşlerini üfler ve içimizde tekrar tutuştururdu.
A. Ş. Hisar Deflagrate.
Ignite.
Set on fire.
Kindle.
Enkindle.
Fire.
Inflame.
To accend.
To set on fire.
To set alight.
To fire.
To kindle.
To ignite.
To slip into.
To thrust into.
To set sth on fire.
Suddenly to thrust sth into sb's hands.
To cause to start (fighting , wrestling.
To fasten things together.
Burn.
Light.
tutuşturma
- Tutuşturmak işi.
Ignition.
Lighting.
tutuşturma alevi
- Gazla çalışan aygıtlarda gazibiğinin yanmasını sağlayan alev.