tutamaksız ne demek?
- Tutunacak, dayanacak, güvenecek şeyi olmayan.
tutamak
- Tutamaç.
- Tutunacak, dayanacak, güvenecek şey.
- Handle.
- Proof.
- Evidence.
- Grip.
- Support.
- Handhold.
- Handgrip.
- Handfold.
tutamakla çalışma
- Denge alıştırmaları içinde önemli yeri olan bale tutamağında çalışma.
- Exercises at the bar, side practice.
- Exercises à la barre