tuluatçı ne demek?
- Tuluat yapan sanatçı
Hasan, bu sefer kendisine ancak seyyar tuluatçıların arasında bir yer bulabildi.
O. C. Kaygılı - Actor who improvises.
tuluat
- Yazılı metni olmayan, kararlaştırılmış taslağı, yerine, zamanına göre oyuncular tarafından, sahnede yakıştırılan sözlerle tamamlanan oyun, doğaçlama.
- Metin dışı, içe doğduğu ve akla geldiği gibi hareket etmek, söz söylemek. Hazırlıklı olmadan konuşmak, yanıtlamak ve gülünç hareketler yapmak.
- (Tulu'. C.) Hazırlıksız olarak birden kalbe gelen manalar, ilhamlar. Doğuşlar.
- Improvisation.
- Play in which the performers improvise their lines.
- Improvisations.
- Ad libs.
tuluatçılık
- Tuluatçı olma durumu.
tuluat
- Yazılı metni olmayan, kararlaştırılmış taslağı, yerine, zamanına göre oyuncular tarafından, sahnede yakıştırılan sözlerle tamamlanan oyun, doğaçlama.
- Metin dışı, içe doğduğu ve akla geldiği gibi hareket etmek, söz söylemek. Hazırlıklı olmadan konuşmak, yanıtlamak ve gülünç hareketler yapmak.
- (Tulu'. C.) Hazırlıksız olarak birden kalbe gelen manalar, ilhamlar. Doğuşlar.
- Improvisation.
- Play in which the performers improvise their lines.
- Improvisations.
- Ad libs.