toz ne demek?
- Töz.
- Çok küçük ve hafif parçacıklara bölünmüş toprak
Bu talihsiz taşra kentinde, yolun iki yanındaki yeşilleri tozdan yitmiş ağaçlara bakmak insanı daha bir yalnız kalmışlık duygusu içinde bırakıyor.
R. N. Güntekin - Çok küçük parçacıklara bölünmüş olan herhangi bir madde
Bak gene bir tutam saçak tütün kalmadı. Bana yalnız tozları kalıyor.
M. Ş. Esendal - Bu durumda olan.
- Asalak öldürücü olarak kullanılan katı bitkisel yada madensel maddelerin öğütülmüşü. (Ya etkilerine ya da yapılarına göre adlandırılırlar: Böcektozu, kenetozu, solucantozu, pelintozu, eğreltitozu gibi.)
- Hayvansal, bitkisel ve madensel kökenli maddelerden elde edilen, organik ve inorganik yapılı, kuru ve birbiriyle bağlantısı olmayan ilaç biçimi, powder, pudra, pulvis.
- Genellikle tanelerin temizlenmeleri veya öğütülmeleri sırasında meydana gelen ince, pülverize durumdaki kuru parçacıklar.
Powder.
Farina.
Granulated.
Dust.
Dirt.
Heroin.
Snow.
Angel powder.
Powdered.
In powder form.
Poudre.
Staub
Poudre
Pulvis
toz ağacı
Aspen, asp.
toz alma
Dusting.