tortu ne demek?
- Çökelti.
- Bir şeyin bayağı, işe yaramaz duruma gelmiş olanı
Babam isyanla bulanmış ruhunun bütün tortularını bana bırakıp gitmiştir.
Y. K. Karaosmanoğlu - Bir topluluğun soysuzlaşmış üyeleri.
- Kalıntı
Baş ağrısı ile kalkmanız da olası. Her eğlencenin o kadar tortusu olacak artık.
H. Taner - Deniz sularının ve içsuların diplerinde, kapalı çukurlarda ya da çatalağız ve koyak tabanlarında dışgüçlerin etkisiyle aşınıp taşınan her tür kırıntılardan oluşma yığıntı, bkz.tortulaşma.
- İriölçekteki ortamlarda çözünmeyip, sıvının dibine çöken katı tanelerin oluşturduğu katman.
Deposit.
Grounds.
Residue.
Scale.
Sediment.
Precipitate.
The drags of a social group.
Leaving.
Dregs.
Fecule.
Wash.
Settling.
Deposition.
Marc.
Sludge.
Impunity.
Residuary.
Tailing.
Residual.
Segregation.
Sedimentary.
Lees.
Residuum.
Settlings.
S.
S
Sédiment
tortu bırakmak
Deposit.
tortu şeklindeki
Residual.