tiyamin tahribine neden olan bitkiler ne demek?
- Hayvanlar tarafından bulundukları meralarda tüketilmeleriyle tiyamin eksikliğine bağlı hastalığa neden olan atkuyruğu ve eğrelti otu gibi bitkiler.
- Plants devastating thiamine.
tiyamin
- Tohum embriyosunda ve bira mayasında bulunan, noksanlığı beriberi hastalığına sebep olan, B vitamini grubundan suda çözünen bir vitamin. B1 vitamini.
- Sinir sistemine etki eden, karbohidrat metabolizmasında katalizör rolü oynayan, eksikliği
- Pirüvat ve alfa-ketoglutarat gibi alfa-ketoasitlerin dekarboksilasyonunda ve transketolaz reaksiyonunda görev alan, tohum embriyosunda ve bira mayasında bulunan ve ticari yemlik kalitede üretilen, suda çözünen bir vitamin, tiamin, B1 vitamini, anörin, antiberiberi faktör, antinöritik vitamin. Etçiller tiyamin gereksinimlerini gıdalan ile alırlar. Ruminantlar ise kendileri sentezlerler. Tiyamin sentezi mikroorganizmalar (Bacillus thiami-nolyticus, Bacillus aneurinolyticus, Clos
- B1 vitamini.
- Tiamine.
- Thiamin.
- Thiamine.
- Thiamine
tiyamin difosfat
- Metabolizmada pirüvik asidin oksidatif dekarboksilasyonla asetil koenzim A'ya dönüşümünü etkileyen bir ko-enzim.
- Thiamin diphosphate.
neden
- Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
- Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet.
- I. Gerçekneden (illet). 1- Bir olayın gerçeknedeni. Bir şeyi etkileyen, oluşturan, doğuran; -> etkinin bağlılaşık kavramı; gerçek etkilere ve değişmelere yol açan etkileme. ("A B ninnedenidir." dendiğinde, "A nın varoluşu B nin varoluşununnedenidir." denmek istenir.) Eskiçağda ve Dekartçılarda bugünkünden daha geniş anlamda kullanılmıştır. Aristotelesnedeni dört ayrı anlamda kullanır: a.Biçimselneden (causa formalis): Biçim verenneden. b. Özdeksel-içerikselneden (causa materialis): Gerçekte bulunan özdekselneden; özdeksel koşul; etkilemenin, temeli, değişmeyen özdeği; kendisinden bir şeyin oluştuğu şey. c. Etkileyicineden (causa efficiens): Başlangıçta bulunan edici, yapıcı, etkileyicineden. d. Erekselneden (causa finalis): Bir son, erek güdenneden. Günümüzdenedenin yalnızca bu son iki anlamı kalmıştır. Etkileyicineden, bir başka olayı doğuran, bir olayı ya da bir eylemi yaratan varlığı göstermek için; erekselneden de, bir edimi gerçekleştirmek üzere güdülen ereği göstermek için kullanılır. 2- Bir özün, bir varlığın olanağının varlık koşulu olarak varlıknedeni, var olmanedeni (Lat. ratio essendiratio possibilitatis). Ancak burada olgusal olay henüz söz konusu değildir, böyle bir olay için gerçekneden (causa) olması zorunludur. 3-Hareketnedeni, kımıldatıcıneden, güdü (motif). İstemenin, eyleminin ruhsalnedeni. II. Mantıksalneden (sebep): 1- Kensisinden, başka bir yargının, başka bir önermenin, başka bir kavramın zorunlukla çıktığı yargı, önerme ya da kavram. Temel, dayanak, gerekçe. (Bağlılaşık kavramı: sonuç=consecutio.) 2- Doğrulayıcıneden, doğrulama, gerekçe: Bir şeyi haklı göstermek üzere öne sürülen kanıt. (Bu kanıt iyi olmayabilir de.) 3- Bilginedeni (ratio cognoscendi): Bir şeyin bilinmesini sağlayanneden. (Ör. Termometrenin yükselmesi ısı artışının saptanması için bilginedenidir; termometre ısının yükselmesinin gerçeknedenini açıklamaz, yalnızca onun bilinmesininnedenidir.)
- Cause,.
- What for.
- Causatively.
- Forwhy.
- Whence.
- Wherefore.