titremek ne demek?
- Küçük ve hızlı salınım hareketleri yapmak.
- Kaslar hızlı küçük kasılmalarla sarsılmak
Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi, bilmem.
S. F. Abasıyanık - Ses kısık ve kesik çıkmak.
- Çok üşümek.
- Işığın aralıklı olarak gücü azalıp çoğalmak.
- Birinden veya bir şeyden korkmak, korkuya kapılmak.
Shake.
Tremble.
Quake.
Shiver.
Vibrate.
Flicker.
Flutter.
Jerk.
Judder.
Pulsate.
Pulse.
Quiver.
Shimmy.
Shudder.
Thrill.
Throb.
Waver.
Wobble.
Palpitate.
Quail.
To tremble.
To shiver.
To shudder.
To quiver.
To flicker.
To falter.
To quake.
Dither.
Quaver, falter.
Dodder.
titreme
- Titremek işi
- Bk. ışıktitremesi.
- Sinema ya da almaç görüntülüğünde resmin sürekli olarak hafifçe kıpırdaması biçiminde ortaya çıkan durum
- Bk. kırpışma
- Bir filmin ya da mıknatıslı ses kuşağının seslendirme ya da okuma aygıtındaki geçişinde düzensizlikten dolayı sesin bozulması.
- İskelet kaslarının gözle görülür biçimde titremesi, tremor. Korku, hipokalsemi, hipomagnezemi, ateşli hastalıklar ve elektrolit dengesizliği gibi nedenlerden kaynaklanır.
Shaking.
Trembling.
The shivers.
Shivering.
titreme deseni
Dither pattern