timsal ne demek?
- Sembol, örnek, simge
O günden beri ceviz, bana ulvi bir şeyin timsali gibi görünüyor.
M. Ş. Esendal - Resim, suret, sembol, nümune. Tasvir. Bir şeyi başka bir şeye benzetmek. Heykel.(Cam, su, hava, alem-i misal, ruh, akıl, hayal, zaman vesaire gibi, tecelli-i timsal akislere mahal ve mazhar olan çok şeyler vardır. Maddiyat-ı kesifenin timsalleri hem münfasıl, hem ölü hükmündedirler. Çünkü asıllarına gayr oldukları gibi, asıllarının hasiyetlerinden de mahrumdurlar. Nuranilerin timsalleri ise, asıllarıyla muttasıl ve asıllarının hasiyetlerine malik ve asıllarına gayr değillerdir. Binaenaleyh Cenab-ı Hak, şemsin hararetini hayat, ziyasını şuur, ziyadaki renkleri duygu gibi yapmış olsa idi, senin elindeki ayinede temessül eden şemsin timsali seninle konuşacaktı. Çünkü o timsalinde oldukça harareti, ziyası, renkleri olurdu. Hararetiyle hayat bulurdu, ziyasiyle şuurlu olurdu. Renkleri ile de duygulu olurdu. Böyle olduktan sonra, seninle konuşabilirdi. Bu sırra binaendir ki, Resul-i Ekrem (A.S.M.) kendisine okunan bütün salavat-ı şerifeye bir anda vakıf olur. M.N.)
- Symbol.
- Image.
- Sinnbild.
- Bild.
- Inbegriff.
timsal olmak
- Simge durumuna gelmek
timsah
- Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan (Crocodilus).
- Bu hayvanın derisinden yapılan.
- Sürüngenlerden, sıcak bölgelerin akarsularında yaşayan, kalın derili, uzun kuyruklu, iri bir hayvan.
- Alligator.
- Crocodile.
- Cayman.
- Crocodilus