things to do ne demek?
- Iş
iş
- Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma
- Bir değer yaratan emek.
- Birinden istenen hizmet veya birine verilen görev
- Sanayi, ticaret, tarım, maliye vb. alanlara ilişkin ekonomik etkinliklerin bütünü.
- Kamu yararına yapılan işler.
- Herhangi bir yere düzen verici, günlük yaşayışı sağlayıcı her türlü çalışma.
- Geçim sağlamak için herhangi bir alanda yapılan çalışma, meslek
- İş yeri
- Bir mal veya hizmet üretmek için harcanan emek.
- Tarım, sanayi ve hizmetler gibi çeşitli iktisadi alanlarda yürütülen etkinlikler.
things took a turn
- Işler dönmeye başladı, işler döndü, işler değişmeye başladı, bir değişim oldu
things are not always what they seem
- Hiçbirşey göründüğü gibi değildir, bir kitabı kapağına göre değerlendirme, iç dünyası dış görünüşten daha önemlidir, dış görünüş aldatıcı olabilir
to
- -e
- -e doğru, yönüne doğru, tarafına
- Ile
- -e kadar, -e değin, derecesine kadar
- -e dair
- -e nazaran, -e nispetle
- -e göre
- Hakkında, için
- Mak, mek (mastar edatı).
- -e dogru
do
- Gam (II) dizisinde "si" ile "re" arasındaki ses.
- Bu sesi gösteren nota işareti.
- Syllable attached to the first tone of the major diatonic scale for the purpose of solmization, or solfeggio.
- It is the first of the seven syllables used by the Italians as manes of musical tones, and replaced, for the sake of euphony, the syllable Ut, applied to the note.
- In England and America the same syllables are used by many as a scale pattern, while the tones in respect to absolute pitch are named from the first seven letters of the alphabet.
- To place; to put.
- To cause; to make; with an infinitive.
- To bring about; to produce, as an effect or result; to effect; to achieve.
- To perform, as an action; to execute; to transact to carry out in action; as, to do a good or a bad act; do our duty; to do what I can.
- To bring to an end by action; to perform completely; to finish; to accomplish; a sense conveyed by the construction, which is that of the past participle done.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
things took a turnthings are not always what they seemthings arent always what they seemthings didnt look goodthings entrusted for safekeepingthings got worsethingsthings look bad.things went awrythingthing in itselfthing nesnethingamabobthingamajigthinthin airthin and smooth leafthin and weakthin bedtoto a callto a certain degreeto a conversationto a crumbto a dayto a degreeto a distanceto a faultto a great extenttt 1t 3T antijenleriT bağımlı antijen