the wind is down. ne demek?
- Rüzgar hafifledi.
rüzgar
- Yel.
- Havanın yer değiştirmesinden oluşan esinti, yel, bad.
- Havayuvarında ayrımlı basınç altındaki yöreler arasında oluşan, yatay yönde, esiş yönü, süresi ve biçimleriyle ayrımlı hava devinimi.
- Zaman, devir.
- Dünya, alem
- T. Yel.
- Talih
- Zaman, devir, hengam, vakit. (Osmanlıca'da yazılışı: rüzgâr)
Wind, breeze, blow, flatus.
Wind.
the
- Belirli durumlarda isimden önce kullanılır
- O (tarif edatı, harfi tarif, belirtme sıfatı)
- Ne kadar, o kadar (mukayese sıfatlarından evvel)
the 1967 borders
- 1967 sınırları, yeşil hat, Bağımsızlık Savaşı sonrasında ateşkes anlaşmalarında oluşturulan sınırlar (İsrail Tarihi)
wind
- Dolamak
- Kıvırmak, kıvrılmak
- Rüzgar, yel
- Döndürmek
- Sarmak
- Döndürmek
- Kıvrıla kıvrıla gitmek, dolambaçlı olmak
- Çevirmek
- Kurmak (saat)
- Dolaşmak
is
- Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke
- Yakıtın tam yanmamasından oluşan, dumanla yükselen kömürleşmiş tanecikler.
- Sürme (II).
- Yanma odalarında ya da ateşliklerin üstünde, yakıtın yanması sonucu biriken kurum.
- Bkz. sürme
Soot.
Black.
Smut.
Lampblack.
Stands for Information System.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
thethe 1967 bordersthe 1st cervical vertebrathe 2004 tsunamithe 80 20 rulethe a teamthe abcthe abc powersthe ablativethe ablative caseththa sackthaithai boxingthai citizenwindwind backwind brokenwind cheaterwind deflectionwind downwind eggwind exposurewind forcewind gagewinwin by a lengthwin by defaultwin easilywin hands down