tertibat ne demek?
- Düzen, düzenleniş.
- Bir işin güçlüklerini karşılamak için yapılan ön hazırlıklar
Şimdi yol tertibatını konuşamaz mıyız? diye sordu.
H. E. Adıvar - (Tertib. C.) Düzen, düzenleme. (Osmanlıca'da yazılışı: tertibât)
- Fitting.
- Gear.
- Setup.
- Arrangement.
- Disposition.
- Apparatus.
- Installation.
- Arrangements.
- Dispositions.
- Appliances.
- The manner in which sth is organized.
- Disposition of troops.
- Mechanism.
- System.
- Appliance.
- Contrivance.
tertibat almak
- Alacağı düşünülen sakıncalı bir duruma, eyleme karşı hazırlık yapmak.
tertibatı mukaddeme
- Başlangıçtaki sıralamalar, tertib ve düzenler. (Osmanlıca'da yazılışı: tertibât-ı mukaddeme)