ters ne demek?
- Bir şeyin içe gelen yanı, arkası
Elinin tersiyle küçük bir tokat vurmuştu.
Ç. Altan - Kesici bir aletin kesmeyen yanı
Kollarına bıçağın tersiyle birkaç tane vurmuşlar.
M. Ş. Esendal - Uygun olmayan, elverişsiz, münasebetsiz
Ters sözlerinle, fazilet iddialarınla beni hırpalama.
H. C. Yalçın - Gönül ve cesaret kırıcı, huysuz, sert
Ters adamın işi de ters gider.
M. Ş. Esendal - Bir şeyin aksi, karşıtı.
- Hayvan pisliği.
- Gerekli olan duruma karşıt, zıt.
- Korku.
- Reverse.
- Inverted.
- Inverse.
- Upside-down.
- Backward.
- Adverse.
- Wrong.
- Opposite.
- Opposing.
- Bad-tempered.
- Cranky.
- Grumpy.
- Unfavorable.
- Unfavourable.
- Acrimonious.
- Agley.
- Amiss.
- Awkward.
- Awry.
- Bloody-minded.
- Churlish.
- Contradictory.
- Contrary.
- Converse.
- Coun.
- Alien.
- Brusque.
- Cross.
- Crusty.
- Droppings.
- Forbidding.
- Fretful.
- Moody.
- Over.
- Perverse.
- Sour.
- Surly.
- Tart.
- Ugly.
- Untoward.
- Upside down.
- Reverse of sth.
- Back of sth.
- Opposite or other side.
- Edge.
- Or end.
- Inverse or opposite of sth.
- Blunt edge.
- Abrupt.
- Acerbic.
- Anti.
- Bloody minded.
- Counter.
- Crabbed.
ters açı
- Birinin kenarları öbürünün kenarlarının uzantısından oluşan açılardan her biri.
- Bk. karşı açı
- Opposite angle.
ters açılar
- Kıyılan birbirinin uzantısı olan iki açı.
- Opposite angles.
- Angles opposés par le sommet
- Oppositus