temizlemek ne demek?
- Arıtmak
Yeşil alanların, parkların, koruların klorofili kirli havayı süzer, temizler.
H. Taner - Sakıncalı, pürüzlü bir işi olumlu sonuçlandırmak.
- Bitirmek, tüketmek.
- Vücudunu ortadan kaldırmak, öldürmek, yok etmek
İntihar etmeden önce de yargıcı temizleyecekti.
Ç. Altan - Kumar oyunlarında öbür oyuncuların bütün paralarını almak.
- Bir yaranın, bir dokunun sağlam olmayan bölümlerini neşter veya bıçakla kesmek.
- Depurate.
- Expurgate.
- Clean.
- Clean up.
- Cleanse.
- Purify.
- Clarify.
- Clear.
- Bump off.
- Clean out.
- Clear up.
- Decontaminate.
- Do out.
- Erase.
- Excise.
- Get rid of.
- Houseclean.
- Mop up.
- Purge.
- Rub out.
- Scavenge.
- Swab down.
- Give smth.
- Sweep.
- Brush.
- Remove.
- Scrape.
- Square.
- To clean.
- To clean sth up.
- To cleanse.
- To pick.
- To tidy.
- To do out.
- To purify.
- To clear away.
- To rid.
- To pay sth off.
- To kill.
- To bump off.
- To rub out.
- To do away with.
- To rub sb out.
- To clean up.
- To despoil.
- To get rid of.
- To eliminate.
- To rob.
- To clean out.
- To clean sb out.
- To take all of sb's money during a poker's game.
- To bump sb off.
- To be cleared.
- Flush.
arıtmak
- Temizlemek, temiz duruma getirmek, paklamak.
- Katışıksız duruma getirmek, tasfiye etmek.
- Tasfiye etmek.
- Clarify.
- Purge.
- Purify.
- Rectify.
- Refine.
- To purify.
- To clean.
temizleme
- Yüzeylere yapışmış leke ve kirlerin giderilmesi, çözelti veya asıltı durumuna getirilmesi olayı.
- Temizlemek işi.
- Çeşitli nedenlerden dolayı kirlenmiş filmi, bu kirlerden arındırma işi.
- Bir yerleşim yerine sağlık ocağı, arkadüzen vb. sağlıkla ilgili kolaylıkların getirilmesi.
- Clearance.
- Wipe.
- Cleaning.
- Scouring.
- Sanitation, rehabilitation.
- Cleanup.
temizleme aygıtı
- Film temizlemede kullanılan aygıt.
- Cleaning machine.
- Reinigungsmaschine
- Machine d nettoyer