teessür ne demek?
- Üzülme, üzüntü
Bunun üzerine Naim Efendi ikide bir teessürden boğulan bir sesle söylemeye başladı.
Y. K. Karaosmanoğlu - Duygulanım.
- Bk. duygulanım
- İşten alıkoyma. Oyalandırma.
- Sorrow.
- Sadness.
- Emotion.
- Being emotionally moved.
- Affection.
duygulanım
- Etkilenme, duygulanma
- Duyarlığın harekete geçişi.
- Dış sebeplerle bir ruh durumunun değişmesi.
- Tutkudan daha düzenli, ancak daha güçsüz olan seçkin bir eğilim.
- İstenç ve anlıktan ayrı görülen, duygusal tepkiler gösterme durumu.
- Etkilenme.
- Duyarlığın devinime geçişi.
- Dış nedenlerle bir ruh durumunun değişmesi.
- Tutkudan daha düzenli, ama daha güçsüz olan seçkin bir eğilim.
- Affection.
teessürat
- Acılar, üzüntüler, sıkıntılar.
- Üzüntüler. Teessürler. (Osmanlıca'da yazılışı: teessürât)
teessürbahş
- Hüzün veren, keder veren, tasaya düşüren. (Osmanlıca'da yazılışı: teessür-bahş)