tecrübe ne demek?
Kökeni: Arapça
- Deneyim. Bir konuda zamanla elde edilen bilgi birikimi.
Her tarih eseri, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak yazarın hayat tecrübesine bağlıdır.
Cemil Meriç - Görgü
Sonraları, diplomasi âleminde edindiğim tecrübeler bana, bu hükmümde yanılmadığımı ispat etmiştir.
Y. K. Karaosmanoğlu - Deney.
- Bk. deney
- (Tecribe) Deneme, sınama.
- Bk. yaşantı
- Experience.
- Knowledge.
- Experimentation.
- Tentative.
- Probation.
- Trial.
- Test.
- Experiment.
- Experiment deney.
- Proof.
- Testing.
- Direct observation of or participation in events.
- Tryout.
- Rehearsal.
- Empirical.
- Cut and try.
- Trying.
- Proving.
- Attempt.
deney
- Bilimsel bir gerçeği göstermek, bir yasayı doğrulamak, bir varsayımı kanıtlamak amacıyla yapılan işlem, tecrübe
- Deneyim, tecrübe
- Bilinmeyen bir şeyi bulmak, bir ilkeyi, bir varsayımı sınamak amaciyle yapılan eylem ya da işlem.
- Bilimsel araştırma yapmak, bir varsayımı ya da bir yasayı kanıtlamak için tasarlanarak yapılan ve belirli niceliklerin ölçülmesine, karşılaştırılmasına dayanan kılgıl çalışma.
- Bilimsel birgerçeği ortaya çıkarmak, bir varsayımı denemek ya da kanıtlamak, bir yasanın doğruluğunu göstermek ereğiyle yapılan işlem.
- İstatistiksel açıdan, gözlemlerin veya ölçümlerin olası sonuçlarını elde etmek için kullanılan terim.
- Test.
- (Bak: Tecrübe)
- Fizik, kimya, biyoloji gibi derslerin öğretiminde doğal olayların bağıntıları ve yasaları üzerinde bilgi edinmek; varsayım olarak benimsenen bilim yasalarının doğruluğunu göstermek; belli bir doğa olayını, etmenleri denetim altında tutarak, sınıf ya dadeney odasında öğrencilere göstermek için yapılan planlı deneme ya da sınama işi.
- Pilot.
tecrübe edeme
- Fail to experience
tecrübe eden kimse
- Trier