tear ne demek?
- Gözyaşı
- Gözyaşına benzer şey
- Damla
- (tore, torn) yırtmak; yırtılmak
She tore the paper in two. / Kağıdı yırtarak ikiye ayırdı.
You've torn a hole in one of your trouser legs. / Pantolonunun paçalarından biri bir şeye takılıp yırtılmış.
- Yırtmak
- Yarmak
It tore a gash in his leg. / Bacağını yardı.
- Koparmak
- Çok hırpalamak
- Büyük bir hızla koşmak
She tore down the hall. / Koridordan büyük bir hızla koşarak geçti.
- Kopmak
- Yırtılmak, yarılmak
- Çılgın gibi koşmak
- Yırtık, yırtık şey
- (argo) cümbüş, çılgınca eğlence
- Çılgınca hareket
gözyaşı
- Bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri, yaş (II)
- Gözyaşı bezlerinin salgıladığı, bazı etkilerle akan duru sıvı damlacıklarından her biri, yaş (II)
- Buğdaygillerden, bahçelerin, yol kenarlarının ve parkların yeşillendirilmesinde yararlanılan çok yıllık bitki (Lolium).
- Yeşilliği bol olan yer.
- Dewy.
- Lachrymal.
- Tears.
- Waterworks.
- Teardrop.
- Tear.
tear a place apart
- Bir yerin birliğini mahvetmek, bir yerdeki birlik duygusunu mahvetmek.
tear about
- Deli gibi oraya buraya koşmak