tazelemek ne demek?
- Yenisiyle veya tazesiyle değiştirmek
Barmenle yardımcısı boşalan kadehleri tazeliyorlardı.
Ç. Altan - Bazı yiyecekleri, bayatlamışken kaynatıp taze duruma getirmek.
- Bir işi bir daha yapmak, tekrarlamak
Hoca bir kere daha tazeleyince harıl harıl yazmaya koyuldu.
H. Taner - Bozulduğu düşünülen bir bağ veya inancı yeniden oluşturmak
İmam Efendi abdest tazeleyecekmiş dediler.
M. Ş. Esendal - Unutulmuş bir duygu veya bir düşünceyi yeniden canlandırmak
Rica ederim, bu bahisleri açıp da dert tazeleme!
R. H. Karay - Freshen.
- Freshen up.
- Renew.
- Refresh.
- Renovate.
- Brush up.
- Recreate.
- Rub up.
- Top up.
- To renew.
- To replenish.
- To freshen up.
- To replace sth old with sth fresh.
- Revive.
tazeleme
- Tazelemek işi.
- Bir açındırma aygıtında kullanılan açındırmacın yerine yenisini koyma.
- Replenishment.
- Regenerierung, Regeneration, Entwicklerregenerierung
- Régénération
tazeleme devreleri
- Refresh circuitry