taklit ne demek?
- Belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma, öykünme.
Her memleket başkalarının yeniliklerini taklit ile başladığı intizama kendisinin eskiliklerini tahkik ile nihayet verir.
A. H. Müftüoğlu - Birinin davranışlarını, konuşmasını tekrarlayarak eğlenme
Hele taklitleri? -Kadın taklidi, Arap taklidi hepsini birbirinden güzel yapıyordu.
Y. Z. Ortaç - Benzetilerek yapılmış şey, imitasyon.
- Büyük ve karmaşık bir donanımla elde edilebilen seslerin dijital sinyaller yardımıyla küçük, taşınabilir ve düşük maliyetli cihaz veya cihazlarla taklit edilmesi.
- Bk. öykünme
- Modeling.
- Imitated.
- Imitative.
- Fake.
- False.
- Counterfeit.
- Sham.
- Bogus.
- Mock.
- Pinchbeck.
- Simulated.
- Snide.
- Imitation.
- Mimicry.
- Mockery.
- Mimic.
- Simulation.
- Simulacrum.
- Affectation.
- Bastard.
- Echo.
- Gold brick.
- Hit-off.
- Impression.
- Mimesis.
- Repetit.
- Dummy.
- Spurious.
- Takeoff.
- Colorable imitation.
- Making an imitation of.
- Copying.
- Duplicating.
- Imitating.
- Aping.
- Mimicking.
- Impersonating.
- Mocking.
- Faking.
- Counterfeiting.
- Forgery.
- Artificial.
- Ersatz.
- Mime.
- Phony.
- Shoddy.
- Show.
öykünme
- Öykünmek işi, taklit
- Başka birinin davranışlarını benimseme amacı ile olduğu gibi yineleme, (Çocuklar çoğu şeyi büyüklere öykünerek öğrenirler.)
- Imitation, imitating; mimicking.
taklit büyüsü
- Bk. benzetmeli büyü
taklit eden
- Bk. benzetçi
- Imitative, mimetic, mimic.