tablalı ne demek?
- Tablası olan.
- Tepesi geniş ve daire biçiminde olan
Fesi, hele fesi, başlı başına bir âlem; tablalı değil, dar Beyoğlu kalıp.
A. İlhan
tablalı çivi
- Clout nail.
tabla
- Genellikle Hindistan, Pakistan'da kullanılan, darbukaya benzer bir tür çalgı.
- Satıcı vb.nin kullandığı tahtadan tepsi
- Soba, mangal vb. şeylerin altına konulan metalden veya tahtadan yapılan tepsiye benzer altlık.
- Bir şeyin düz ve geniş bölümü.
- Küllük
- Ağaçtan veya ağaç ürünlerinden hazırlanmış, büyük yüzeyli düzgün parça.
- Bir tablanın aldığı miktarda olan.
- Makaraların yüzlerini oluşturan dış bölümleri.
- Ağaçtan ya da ağaç ürünlerinden hazırlanmış büyük yüzeyli düzgün parça.
- Bk. tabla