taban ne demek?
- Ayağın alt yüzü, aya.
- Üstü kapalı bir yerin gezinilen, ayakla basılan yüzü, tavan karşıtı.
- Ayakkabının alt bölümü.
- Kaide.
- Bir şeyin en alt bölümü.
- Değerlendirmede en alt derece.
- Bir toplumu, bir kuruluşu oluşturan, yönetime katılmadan etkili olan kitle.
- Temel, temel ilke, baz.
- Huy bakımından.
- Yaradılıştan.
- Başlangıç ya da temel sayılan yer ya da nesne.
- Transistorun salgıcı ile toplacını ayıran kesimi.
- Mıknatıslı kuşak ve mıknatıslı görüntü kuşağında, üzerine demir oksit sıvanan asetat, polivinilklorit ya da polyesterden kuşak.
- Üzerine, duyarkatı oluşturan kimyasal özdek sürülmüş selüloit kuşak
- Bk. temel
- Yaratılıştan. Doğuştan. Huy ve tabiat itibariyle. (Osmanlıca'da yazılışı: tab'an)
- Işıklı. Parlak.
- Base, support, backing, film base, emulsion support (carrier),.
- Tape base.
- Bedrock.
- Sole.
- Girder.
- Base.
- Basement.
- Floor.
- Fundament.
- Sill.
- Substratum.
- Substructure.
- Underside.
- Heel.
- Subsoil.
- Plateau.
- Cushion.
- Pedestal.
- Foundation.
- Lower limit or base.
- Base plane.
- Base line.
- Steel of good quality.
- Bottom.
- Basal.
- Bedding.
- Footing.
- Underlying.
- Underwork.
- Groundwork.
- Platform.
- Inner botto.
- Schichtträger, Träger, Filmträger,
- Schichtträger, Träger, Magnetbandschichtträger
- Grundfläche, Base
- Plante du pied
- Base, support
- Base
taban açıları
- Bir üçgen için, tabanın iki ucundaki iç açılar.
- Base angles.
- Angles de base
taban adresi
- Base address.