türlü ne demek?
- Çok çeşitli özellikleri olan, çeşit çeşit, muhtelif.
- Çeşit veya çeşitleri toplayan daha geniş bir bölüm.
- Çeşitli sebzelerle pişirilen yemek.
- Herhangi bir yolda, herhangi bir biçimde
Klasik şiirin yıkıldığından beri, şiiri, bin kişi bin türlü tarif ediyor.
Y. K. Beyatlı - Various.
- Varied.
- Variegated.
- Sundry.
- Hotchpotch.
- Hodgpodge.
- Olio.
- Mixed vegetables.
- Multifarious.
- Stew.
- Sort.
- Kind.
- Variety.
- Divers.
- Species.
- Olla.
türlü biçimli sözcük
- Kök ve eki türlü biçimlerde bulunan aynı sözcük: Tirpit, tirpidin, tirpitil (çapa) ; alnaç, annaç, anaç, armaç (cephe, alın) vb.
- Unstable.
- Instable
türlü renk
- (algısal anlamda) : Algılanan, belirli bir türü olan renk.
- (ruhfiziksel anlamda) [Alm. bunte Farbvalenz] [Fr. couleur chromatique psychophysique] [İng. psychophysical chromatic colour]: Tayfsal renk yoğunluğu sıfır olmayan, dolayısıyle, bir baskın dalga boyu olan ruhfiziksel renk.
- Perceived chromatic colour.
- Bunte Farbe
- Couleur chromatique perçue