tüp ne demek?
- Laboratuvarlarda türlü işlerde kullanılan, bir ucu kapalı cam boru.
- İçine krem, diş macunu, ilaç vb. maddeler konulan, bir ucu burgu kapaklı, plastik veya metal boru
Tüpte kalan iki üç taneyi de yol ihtiyatı olarak zorla kendisine kabul ettirdim.
R. N. Güntekin - Akışkan maddelerin konulduğu, genellikle silindir biçiminde, içi boş, ağzı özel tapalı kap.
- Bk. almaç ışıtacı
- Uzun, içi boş ve bir ucu kapatılmış boru. 2-Yüksek basınçtaki gazların içinde saklandığı özel metal kap (Bunlara bomba da denir.)
- Deney tüpü.
- Duct.
- Gas cylinder.
- Tubing.
- Canister.
- Test tube.
- Cylinder.
- Fluorescent light strip.
- Roll on / adj , n.
- Tube.
- Character , fellow , geezer , norm , type , critter.
- Rohr
- Tube
almaç ışıtacı
- Bir almacın, resmi oluşturan ve içinin havası boşaltılmış, huni biçiminde bir boruyu andıran temel bölümü.
- Receiver picture tube, television tube, picture tube, picture disp lay tube, display tube (ABD) kinescope.
- ßildröhre, Fernsehbildröhre, Fernsehröhre, Bildwiedergaberöhre, Wiedergaberöhre
- Tube-image, tube récepteur (électronique, cathodique de télévision)
tüp ayak
- Derisi dikenlilerde özel bir sistemle hayvanın yer değiştirmesine yarayan, su kanal sistemine küçük yan kanallarla bağlı, solunum, besin yakalama, duygu alma fonksiyonlarını da yapmak üzere değişebilen, vücut dışına uzanan deri çıkıntısı. Ambulakral ayak.
- Derisi dikenlilerde özel bir sistemle hayvanın yer değiştirmesine yarayan, aynı zamanda solunum, besin yakalama, duyu alma fonksiyonlarını da yapmak üzere değişebilen, vücut dışına uzanan deri çıkıntısı, ambulakral ayak.
- Ambulacral foot.
- Tube foot, ambulacral foot.
- Pied ambulacraire
- Ambulare: yürümek
tüp bademciği
- Tuba auditivanın yutağa açıldığı delik çevresindeki lenforetiküler doku kümelenmeleri.
- Tonsilla tubaria.