töhmet ne demek?
- Birine yüklenen, işlenildiği sanılan fakat henüz aydınlanmamış olan suç, suçlama.
Talebeyi dersten başka şeylerle işgal töhmeti ile tevbihe maruz kaldı, istifaya mecbur oldu.
A. H. Müftüoğlu - Kabahatli.
- Birisine isnad edilen, fakat kat'iyyetle işleyip işlemediği belirsiz olan suç, kabahat.
- Accusation.
- Imputation.
- Indictment.
töhmet altında bırakmak
- Suçlamak, şüpheli duruma sokmak
- Put in the dock.
töhmet altında kalmak
- Suçu işlediği düşünülmek, şüpheli duruma düşmek
- Be smarted under insult.