susturmak ne demek?
- Susmasını sağlamak, susmasına sebep olmak
Hafif sesli bütün aletleri susturup davulu sabaha kadar vurdurmak istiyorum.
F. R. Atay - Verdiği karşılıkla veya yaptığı bir davranışla birini artık söz söyleyemeyecek bir duruma getirmek, ilzam etmek.
- Etkisini, gücünü azaltmak, gidermek, bastırmak
İşimizi, gücümüzü bırakmış olmak düşüncesini bir vazife yapmakta olduğumuz fikri susturuyordu.
M. Ş. Esendal - Score off.
- Settle smb.'s hash.
- Silence.
- Cut short.
- Shush.
- Blanket.
- Burke.
- Confute.
- Hush.
- Outtalk.
- Quiet.
- Quieten.
- Shut up.
- Squelch.
- Still.
- Stow.
- Wither.
- Muzzle.
- Squash.
- To silence.
- To quieten.
- To hush.
- To muzzle.
- To gag.
- To shut up.
- Cut off.
- Quiesce.
- To make sb stop talking.
- Appease.
- Bottle up.
- Pose.
- Put down.
- Put to silence.
- Quell.
- Quiescent.
susturma
- Susturmak işi, ilzam.
- Quietus.
- Squelch.
susturmamak
- (neg. form of susturmak) silence, cut short, shush, blanket, burke, confute, gag, hush, outtalk, quiet, quieten, shut up, squelch, still, stow, wither.