sunmak ne demek?
- Bir büyüğe veya nezaket gereğince bir kimseye bir şeyi vermek, yollamak, göndermek, takdim etmek
Bu küçük hadiseyi devlet adamlarımıza bir müşahede olarak sunuyorum.
B. Felek - Tanıtmak, bilgi vermek amacıyla çeşitli yöntemler kullanarak bir konuyu dinleyenlere aktarmak.
- Radyoda, televizyonda, bir eğlence yerinde programı takdim etmek.
- Arzetmek.
- Pitch.
- Report.
- Offer.
- Put forward.
- Hold forth.
- Serve up.
- Introduce.
- Represent.
- Bring in.
- Confer.
- Dish.
- Dish up.
- Emcee.
- Exhibit.
- Furnish.
- Go over.
- Go through.
- Help smb.
- To smth.
- Initiate.
- Lodge.
- Pass in.
- Prefer.
- Present.
- Proffer.
- Put in.
- Put to.
- Put up.
- Render.
- Bestow.
- Compere.
- Extend.
- Tender.
- Weave.
- To put forward.
- To present.
- Hand.
- Give.
- To offer.
- To submit.
- To bestow.
- To perform.
- To play.
- To project.
- To overhang.
- To reach.
- To hand.
- To represent.
- Submit.
sunma
- Sunmak işi.
- İzlencelerin, haberlerin sunulması işi.
- Offer.
- Presentation.
- Rendering.
- Rendition.
- Submission.
- Presentment.
- Präsentation
- Présentation
sunma bölümü
- İzlencelerin, haberlerin sunulmasıyla, bunlarla ilgili çalışmaların yürütülmesiyle görevli bölüm.
- Presentation department.
- Präsentationabteilung
- Service de la présentation