sulak ne demek?
- Suyu olan, suyu bol (yer)
Sulak bir sazlığın başında, önümüze bir kaplumbağa çıkmıştı.
O. C. Kaygılı - Kuşlar için su konulan küçük kap.
- Watery.
- Water through.
- Water bowl.
- Marshy.
- Well-watered marshy.
sulak alan
- Sözleşmenin amacı bakımından, doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, acı, tatlı veya tuzlu, denizlerin gel-git hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbalıklar.
- Water region.
sulak alan yönetim planı
- Sulak alanların akılcı kullanımını sağlamak üzere koruma, kullanım, araştırma, izleme ve denetim gibi etkinliklerin ve tedbirlerin tümünü bütüncül bir yaklaşımla tanımlayan planlar.
- Management of water region.