sudan alt ırkı ne demek?
- Elevator ormanının kuzey bozkırları ve çayırlık bölgesinde yaşayan; çok koyu renkli deri, kıvırcık saç, uzun baş, geniş burun, kalın ve etli dudak, uzun boy (boyun yerel ayrılıklar gösterdiği olur) gibi özelliklerle ıralanan ve Zenci ırkına giren alt-ırk. a. bk. Bantu alt-ırkı, Nilot alt-ırkı.
- Elevator ormanının kuzey bozkırları ve çayırlık bölgesinde yaşayan; çok koyu renkli deri, kıvırcık saç, uzun baş, geniş burun, kalın ve etli dudak, uzun boy (boyun yerel ayrılıklar gösterdiği olur) gibi özelliklerle ıralanan ve Zenci ırkına giren alt-ırk. a. bk. Bantu alt-ırkı, Nilot alt-ırkı.
sudan
- Önemsiz, saçma, baştan savma
- Bir grup sentetik, lipofilik, sentetik azo bileşiği. Mikroskobik olarak yağların ortaya konmasında kullanılır. Sudan III ve sudan IV gibi çeşitleri vardır.
- su gibi güzel, parlak
- Su gibi güzel, berrak.
- Region of northern Africa south of the Sahara and Libyan deserts; extends from the Atlantic to the Red Sea a republic in northeastern Africa on the Red Sea; achieved independence from Egypt and the United Kingdom in 1956; involved in state-sponsored terrorism.
- Sudanese.
- Unsatisfying.
- Unsatisfactory.
- Flimsy.
- Slight.
sudan bahane
- Sorry excuse, thin excuse.
alt
- Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı
- Bir nesnenin tabanı
- Oturulurken uyluk kemiklerinin yere gelen bölümü.
- Bir şeyin yere yakın bölümü.
- Kelimesi ... altında biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir
- Yanan ocağın alevi
- Sınıflamalarda ikinci derecede olan.
- Birkaç şeyden aşağıda olan
- Alt kelimesi ... altında biçiminde kullanıldığında "bir şeyin etkisinde" anlamını verir
- Alanin transaminaz.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
sudansudan bahaneSudan boya deneyisudan boyasısudan bukalemunusudan çekirgesisudan çıkmasudan çıkmış balığa dönmeksudan çıkmış balık gibisudan dillerine aitsudasuda bekletmeksuda bitki yetiştirmesuda boğmaksuda boğulmakaltalt açıalt agalt ağalt ağ maskesialt ağacı silalt ailealt alanlaralt alemalt altaalal ahramal al olmakal al yapmakal aslan tutar, güç sıçan tutmaz