substitution frontier ne demek?
- Ikame sınırı
ikame
- Yerine koyma, yerine kullanma.
- Ayağa kaldırma, ayakta durdurma.
- Dava açma.
- Yerine konulan, yerine geçen.
- Yerine koyma ya da kullanma.
- Bir mal veya üretim faktörünün diğer bir mal veya üretim faktörü yerine kullanımı.
- Bk. yerdeşim
- 1) (kalıt töresi = mîrâs hukuku'nda:) a) ale'l-âde ~:yedek harcama. b) fevkal-âde ~: son kalıtçı atama. 2) (vekillik sözleşmesinde:)başkasını kendi yerine geçirme.
- Oturtmak. Mukim olmak. Yerleştirmek. İskan eylemek. Bulundurmak. Meydana koymak. Vücuda getirmek. Dava açmak. Ayağa kaldırmak. Kıyam etmek.
- Substitution.
substitution
- Bir başkasının yerini alma
- İkame, vekil tayin etme
- Yerini alan şey, yer değiştirme
- Bkz. substitüsyon
- Başka bir şeyin yerine kullanma
- Bir başkasının yerine koyma
- Yerine koyma, yerine geçme
substitution cipher
- ornatımla kriptolama
- Ornatımla kriptolama
frontier
- Hudut bölgesi
- Hudut, sınır
- Yerleşilmemiş bölge
- İlimde keşif sahası
- Boş bölge
Türetilmiş Kelimeler (bis)
substitutionsubstitution ciphersubstitution effectsubstitution measurementsubstitution mutationsubstitution productsubstitution reactionsubstitution reactionssubstitutionalsubstitutingsubstitutabilitysubstitutablesubstitutesubstitute forsubstitute for tofrontierfrontier customs officefrontier filmfrontier postfrontier tradefrontiersmanfrontierswomanfrontfront axlefront benchfront bencherfront brakefrondfrondefrondedfrondosusfrondozus