stroke or blow ne demek?
- Fit
fit
- Yakışır, yaraşır
- 30,5 cm'lik İngiliz uzunluk ölçüsü birimi.
- Ödeşme.
- Birini başkasına karşı kışkırtma
- Razı olma.
- -i uydurmak, -i ayarlamak, -in uymasını sağlamak.
- (into/in) -e yerleştirmek, -e sığdırmak, -e girmesini sağlamak; -e sığmak, -e girmek
- (--ted, --ting) -e göre olmak, -e yakışmak; -e uygun olmak
- (bedenen) formda olan, spor yapmaya hazır.
- Uygun düşmek/olmak, uymak.
stroke of genius
- Dahiyane bir hareket
stroke of work
- Bat
or
- Hlk. Kırmızıyla sarı arasında bir at donu.
- Bağlaç yahut, veya
- Yoksa
- Altın sarısı
- Oregon.
blow
- Darbe, vuruş
- Üflemek, esmek.
- Hamle, saldırı
- Ani gelen bela, felaket
- Esmek, körüklemek, üflemek, uçurmak, yelpazelemek; çalmak, soluk soluğa kalmak, solumak; su fışkırtmak (balina), fışkırmak, patlamak; atmak (sigorta); çarçur etmek (Argo), kaçırmak (fırsat), kaçmak; çiçek açmak, çiçeklenmek; küfretmek, kahretmek
- Rüzgar, şiddetli esinti
- Dili övünme, yüksekten atma
- (argo) parayı savurmak, bol bol harcamak, çarçur etmek
- Üflemek
- Rüzgara kapılmak, rüzgarla sürüklenmek