strident ne demek?
- Gıcırtılı, tiz, keskin sesli
- Tiz, ciyak ciyak, cırlak
- Gıcırdayan, rahatsız edici
stridency
- Tiz seslilik
stride
- Geniş adımlarla gezinmek
- Yürüyerek geçmek, geçip gitmek
- Atlayarak geçmek, aşmak
- Uzun adımlarla yürümek
- Üzerine binmek
- Uzun adımlarla yürüme
- Uzun adım
- Ata biner gibi oturmak