stranded ne demek?
- Karaya oturmuş, yolda kalmış, başarısız olmuş, sıkışmış, sıkıntıda
stranded conductor
- Örgülü iletken
- örgülü iletken
strand
- Karaya oturtmak, başarısızlığa uğramak, karaya oturmak, bükmek (ip vb.), telini koparmak (kablo vb.)
- Kenar, kıyı, sahil, yalı, yalı boyu
- Karaya oturmak
- Karaya oturtmak
- Zor durumda kalmak
- Halatın bir kolu
- Iplik teli
- Halatın bir kolunu koparmak
- Telleri birleştirerek iplik yapmak.